12/26/2006

Mutsuzluğun resmi


İçimizde bir insan daha vardır. Bu ikinci benliğimiz kendine göre fırsatları kollar. Görünmeyen bu benliğimiz fırsatlar oluştuğunda sosyal olarak onaylanmayacak bir durum olsa bile, kendine göre bahaneler üreterek oluşan tepkileri karşılamaya çalışır. Toplumsa bu bahaneleri dinler ve kişinin daha önceki var oluşunu gözden geçirerek tepki verir. Kimi zaman bu tepkiler çok sert kimi zaman da yumuşak olur. Bunun sebebi tamamen olayın içeriği ve kimin ne niyetle eylemde bulunduğuyla alakalıdır. Bazı kişilerde de zaman içinde ikinci benlik kişinin öz benliğinin önüne geçer. Kişi artık tamamen fırsatçı olmuştur. Daha önce yaşadıklarının bir anlamı yoktur. Duygularını kaybetmiştir. Bir fırsatçıdır artık. Muhakeme gücüde yok olmuştur. Sadece istekleri vardır artık. İsteklerini sağlayacak kişilerin konumları, sosyal çevrede nasıl bilindikleri, kişinin o kişi ile beraberliğinden alacağı zarar, önemli değildir. Kişi telaş içindedir. Bir an önce ikinci benliğinin isteklerine ulaşması gerekiyordur. Bütün bu oluşum kişinin sosyal çevresi tarafından izlenilmektedir. Bu sürecin içinde kişinin statüsünde yavaş yavaş düşüş gösterecektir. Klasik soru buralarda artık zihni kurcalamaya başlamıştır. Ben nerede hata yaptım?

12/25/2006

İhtiyaç yaratmak.


İhtiyaç yaratmak. Hayatta iki yolumuz vardır. Ya olan ihtiyaçları karşılarız ve bir farklılık gösteremeyiz. Ya da iyi gözlemci olup kişleri ve toplumu, hatta ülkenin genel gidişatını, yapabiliyorsak, dünyanın gelişimini inceleyip, genel trendleri görüp kişilererin ileride nelere ihtiyaçları olabileceklerini anlarız. Bu eğilimleri anlamak bize büyük bir sorumluluk yükler. Bizim için zaman artık daha hızlı geçiyordur. Sorumluluklarımız vardır artık. İnsanları nelere veya neye ihtiyaçları olacağına dair bilgilendirmektir görevimiz. Böylece insanlar için zamanı öne çekmiş oluruz ve onlar bizim sayemizde ileride yaşayacaklarını şimdiden yaşayabilirler. Tabii algıları açıksa. Bunu yaparak kendimiz içinde bir ihtiyaç yaratmış oluruz. Bunu minimize edersek çevremizle olan ilişkilerimizde de bunu uygulayabiliriz. Hayatta üstlendiğimiz rolümüz içinde kendimiz için ihtiyaç yaratmalıyız. Varlık sebebimiz olmalı. Bunun için de önce kendimizi iyi tanımalıyız.