3/31/2006

maaş


Hepimiz kendimize göre belirli saatlerde kalkıp biraz kendimizi iyi hissetmek, biraz bulunduğumuz yerdeki insanları etkilemek için ve mevkimiz gereği özene bözene hazırlanıyoruz. Sonrasında yine bulunduğumuz mevkiye, bize düşen görevlere veya bulunduğumuz yerin yapısına göre belirli bir saatte bize verilen görevleri yapacağımız yerlere gidiyoruz. Genelde sekiz buçuk veya dokuz arasından akşamın altı buçuk yedisine kadar haftanın beş veya altı günü bu rutin içindeyiz. Bu rutin görünen hayatımız içinde bize bir karşılık öneriyorlar bu karşılığı genelde maaş diye adlandırıyoruz. Biz onlardan ben bu rutin hayatın içine girerim ama sizlerden bu kadar maaş talep ederim diyoruz veya bizlere teklif edilen maaşı kabul ediyoruz. Maaş diye adlandırdığımız geliri biz neye göre istiyoruz. Kimimiz kendine bir değer biçiyor, kimimiz firmasına kazandırdığını veya kazandıracağı geliri düşünüp o kazanca göre talepte bulunuyor, kimimiz yapılan işin piyasada kabul gördüğü kazanç esnekliğinin az olmasından dolayı talepte bile bulunamadan maaşını kabul ediyor. Bütün bunlar ekonominin çarkları arasında zaman zaman bizi ezerek özellikle az kazandığımızı düşündüğümüz zamanlarda. Zaman zaman da büyük çark aralarındaki boşlukları iyi denk getirebildiğimizde bize iyi kazandığımız hissini veriyor. Daha birçok sebeb sayabiliriz maaşı neye karşılık aldığımıza aslında bizler bu maaşları bu işlerimizin dışında kalan zaman dilimlerini daha keyifli geçirmek için alıyoruz. Bir düşünün bu maaşlarımızı ne zaman harcıyoruz. Teknelerimizi arabalarımızı ne zaman kullanıyoruz? Hayallerimizin bir kısmı tatillerimiz için değil mi? Bu tatiller iyi geçsin diye bütün bir yıl çalışmıyormuyuz. Ne zaman hobilerimize zaman ayırıyoruz? Bir daha düşünün bakalım biz maaşlarımızı neye göre talep ediyoruz veya neden çalışıyoruz?

3/30/2006

ilişkiler



Nedir ilişki?Bir ilişkinin doğruluğuna veya yanlışlığına kim karar veriyor? Bizler mi? Yoksa çevremiz mi? Aslında bizler sosyal çevremizle olduğu kadar tabii çevremizlede ilişki içindeyiz. Trafikle, bahçemizle, hava ile, spor yaptığımız alanlarla, herşeyle. Yani karşılıklı bir bağ gerekir ilişki kurulabilmesi için, bir ilgi olmalıdır. Bu bağ bir birlerinden haberi olan anlamlı belirli amaçları bulunan ve en az iki insan arasında ise sosyal bir ilişkidir. Günlük hayatımızın içinde en fazla bizleri meşkul eden, devamlı bir başkalarına fikir danıştığımız ilişkilerimiz sosyal ilişkilerimizdir. Bir ilişkimiz ile ilgili fikir danışıyorsak o ilişki ile ilgili problemimiz vardır ve büyük bir ihtimalle problemin gerçekten ne olduğu ortaya çıkmaz. Laflar ağızlarda yuvarlanır durur. İlişkileri çıkmaza götüren şey beklentilerdir. İlişkide bulunduğumuz kişi beklentilerimiz doğrultusunda hareket etmiyorsa o ilişkimizde problemler başlar. Kim olduğu cinsiyeti ilişki içindekilerin arasındaki bağ önemli değildir. Kanun gibidir beklenti gerçekleşmezse cezalandırır. Veliler çoçuklarının sınıf geçmesini, evsahipleri kiracılarından kiralarının gününde ödenmesini, vatandaşlar başkanlarından ülkelerini daha iyiye götürmelerini bekler ve tersi durumlarda kesin ceza vardır. Bir düşünün bakalım bir ilişkinizin yara almasında veya sona ermesinde beklentiler dışında bir sebep bulabilecekmisiniz.

3/29/2006

Neler yapabiliriz?


Herşeyi. Herşeyi yapabiliriz. Bilmediğimiz dillerde konuşabilir, Jordon kadar iyi basketboll oynayabilir, Alessi kadar yaratıcı olabilir, Umberto Eco kadar etkili romanlar yazabilir,Picasso kadar yaratıcı ve şatırtıcı çizebiliriz. Bunları yaparken her neyi yapacak isek yapacağımıza inanmamıza gerek yok. Yürüyeceğimize inanıpta mı yürüyoruz. Biliyoruz ki yürüyebiliriz. Bizlere zaman zaman inanın, isteyince yaparsınız, motivasyonunuzu yüksek tutun, konsantre olun gibi yapılacak olan eylemin yapılırken ki halini bizim için kolaylaştırılacağına inanılan düşünceler enpoze edilir. Biz bunlara eğer eylemi yapabilmiş isek veya yapanın vücut dilinde bize göre bir anlam taşıdığına inandığımız bir farklılıklar görüyor isek inanırız. Ummadığımız kadar uzun atlayan sporcuya baktıgımızda atlayışından önce kararlı bir yüz ifadesi, ateş gibi gözler, gergin bir vücut görürüz. Atlayışından hemen sonra otomatikman aklımıza gelen bu ifadeler zinciri sporcunun ne kadar iyi konsantre olduğu düşüncesini bizlere hissettirir. Bizde bunu olaya tanık olmamış diğer insanlara anlatırken diğer insanlarında aynı bize bizim bu düsünce zincirini nasıl kafamızda nasıl kurmuşsak onlarında benzer tepki vermesini sağlarız. Bu ifade tarzı sadece ağız yoluyla değil spor müsabakasını yayınlayan televizyonun çekim tarzı veya ertesi gün ki gazetelerde çıkmış inandım da yaptım konsatrasyonum en üst düzeyde fotoğrafları da insanları tek bir şeye inanmasını sağlayan bir bütünün parçalarıdır. Bazen bu sporcu o inanılmaz atlayışı yapar ama bu ifadelerin hiçbiri yoktur ve atlayışı sıradan birşeymiş gibi rahat yapar. Biz insan oğulları hazırlıklıyız tabii ki onada bir açıklamamız var Kabiliyet. O insanlara da kabiliyetli deriz. Konu ile ilgili kabiliyeti olmayan insanlar ne yapacaktır peki? Seyretmeklemi yetinecekler? Yada başarılı bir noktaya gelebilmek için çalışacaklar mı?. Çalışarak bir noktaya gelmiş kişiler sadece çok çalışmaları ile mi başarılı olmuşlardır. Sadece karate filimlerindeki gibi hocası ile çalışa çalışa hiç birşey bilmediği bir konuda insanlar zirvedeki kişi olabilir mi? İdman diye adlandırdığımız eğitim yolu bir çalışmamıdır? Çok idman yapanlar daha çok mu başarılı oluyorlar? Aynı eylemi yaparken diğer insanlardan o eylemi daha kolay yapan kabiliyetli diye adlandırdığımız insanların sırrı nedir?

Merhaba


Benden, bizlerden, çevremizde olanlardan bir şeyler katmak istiyorum. Ortak hisleri paylaştığımız bir konuda buradan bir yol çizilebilmesi için en azından başlangıç noktasının varlığını hissettirmek o noktanın varlığından şüpeye düşenler için buluşulan bir yer olsun burası. Aslında karışık oldu daha net olsun kimse yorulmadan en azından hevesini kaçırmadan ben bunu yapamam mı kırarak ilerleyelim. Sevdiğimiz şeyleri yaparken yapılacak olan hareketlerin zorluğu hevesimizi kırmasın. Bunlar ile ilgili bir yol çizmeye çalışalım. Çizeceğimiz yol herkez için geçerli, akılda kalıcı, net, her yaş gurubuna uygun, bir noktaya varan bir yol olmalı. Burada birşeyler bulun. Hatta bir şey bile bulsanız yeter benim için.

3/26/2006

Bana ulasin

trkny2003@yahoo.com