9/01/2006

Bir kitap daha


Tanrılar okulu kitabımızın adı. Yazarı: Stefano Elio D’Anna. Türü: Felsefe ve fikirlerin roman formu. Alteo yayınlarının kitabı. 370 sayfa. Kitabımız başımıza gelmiş ve gelecek her şeyden kendimizin sorumlu olduğunu vurguluyor. Bildiğimiz, kullandığımız bağzı kelimelerin farklı karşılıklarını bizlere aktarıyor. Öz gözlemlememiz ve düşlememizin bizim için ne kadar önemli olduğunu, bize neler kazandıracağını, hatta kendimizi nasıl engellediğimizi yalın bir dille vurguluyor. Kitabımız ölüme de farklı bir gözle bakıyor. Hayatımızdaki bağımlılıklar ve bu bağımlılıkların gelişimimizi nasıl engellediğini anlatıyor. Gerçekliğin düş ve zamanın toplamı olduğunu vurgulayan kitabımız. Korku ve şüphenin düşün düşmanı olduğunu belirtiyor. Kişinin bütünlüğüne zarar verebilecek hiç birşeye izin vermemesi gerektiği ve bunun neden önemli olduğunu aslında ne kadar çok olduğumuzu önümüze seriyor. Kendimizin efendisi olmamızın ne kadar önemli olduğunu belirtiyor. Kısacası yazarımız düş, var olan en gerçek şeydir diyor.

8/28/2006

Ben-Kim


Aslında dürüst olmamız gerekirse? Ben dediğimiz kim? Kim olduğumuzu bilince ben diyebilmeliyiz. Yoksa benler yalanlar kervanına döner. O zaman da kendimizi gözlemleyemeyiz. Kim olduğumuzu bulamayız. Bilgilerimiz ve bize takılan sıfatlar kim olduğumuzu belirleyemez. Sadece biz kim olduğumuzu bilebiliriz. En büyük yoksulluğumuzdur kim olduğumuzu bilmememiz. Uyumlu olmalıyız kendimizle. Uyum büyük bir güçtür. Durumumuz; evrenin içinde kalmış parçalardan biri isek,düşüncelerimiz, arzularımız, duygularımızda bizim evrenimiz içinde kalan parçalardır. Biz evrenin insafına kalmışsak onlarda neden bizim insafımıza kalmasın? Bağımlılıklarımızda bizi kim olduğumuzdan uzaklaştırır. En kötüsü başkalarına ve onların yargılarına bağımlı kalmaktır. Bunun için kalabalık yerlerde olmayı, devlet dairesinde veya büyük şirketlerde iş bulmayı isteriz. Yalnızlığımızdan kaçıp kalabalığa bağımlı oluruz. Buda bizi kendimizi sevmekten uzaklaştırır. Oysa bir kendimiz vardır sevmemiz gereken. Bağımlılığımız bizleri rutine sokacağından düşlerimizi de teslim etmişizdir artık ve aslında en gerçek şeylerimizdir düşlerimiz. Yani bizi çerçeveleyen gerçekliğin yaratıcısı biziz. İster olumlu olsun ister olumsuz düşüncelerimiz ortaya çıkacak zamanı mutlaka bulur. Onların birden bire hayatımızın içinde oluştuklarını zannetmemizin nedeni kendi durumumuza dikkat etmememizdendir. Yani kendi isteğimiz olmadan başımıza hiçbir şey gelmez. Durumlar sadece oluşmak için doğru zamanı bekleyen olaylardır. Özetle düşüncelerimizi yükselttiğimizde yaşamımız yükselir. En büyük girişim kendimizi değiştirmektir.
Kaynak: Tanrılar Okulu