5/06/2006

bahaneler


Bahaneler. Acaba hayatımızın gerçeklerinden birimi? Yoksa başarısız olduğumuz anlarda mı birden bire ortaya çıkıyorlar? Başarısız olduğumuzda hemen şu soru ile karşılaşırız. Neden? Sorunun cevabı hazırdır, ya gerçek nedenler ya da bizim dışımızda olumsuz her şey. Başarısız olmadığımızı, bizim yaptığımız işe yeterince önem verdiğimizi ve yeterli çalıştığımızı belirtip sıralamaya başlarız. Aslında çok iyi futbolcuyuzdur. Başarısızlığın sebebinin zemin olduğunu veya kriz olmasaydı iyi bir yatırımcı olduğumuzu, sakat olmasak rakibimizi rahat yenebileceğimizi, okulu kötü olmasa bizim çocuğun zehir gibi olduğu, çok çalıştığımızı ama piyasaların kötü olduğu yani say say bitmez. Bunun farkında mıyız acaba? Hayatımızda bahane üretmek otomatikleş timi? Yoksa her seferinde bilinçli olarak mı üretiyoruz bahanelerimizi? Süreci biraz gözümüzün önüne getirebilsek belki bahanelerimize gerek kalmaz. Sakatlığımızın bizim hangi hareketleri yapmamıza engel olduğunu önemseyip durumumuzu çıplak göz ile görebilmeliyiz ki, bu durumumuz karşısında rakibimiz ile sorunsuz müsabaka edebileceksek çıkmalıyız müsabakaya. Neden sakatlandığımızı düşünmemiz lazım bu sırada, hangi zayıflığımızdan bu duruma düşmüştük. Beklide kendimizden zayıf gördüğümüz rakibimizin sahip olduğu disiplin di onu güçlü kılan. Bu durumda sakat olmamız bir bahane değil, bizim bir şeyleri yanlış veya eksik yaptığımızın göstergesi olmuyor mu? Başarısızlığımızın gerçek nedenlerini görmemizi engelleyen bir örtüdür bahaneler. Hâlbuki gerçek nedenler üstüne gitsek bir dahaki deneyimlerimizde daha kuvvetli olacağız. Başarımızın anahtarı olacak gerçekler. Bahaneleri bir kenara bırakıp bizi üzse de kırsa da bizi kendimiz ile içimizdeki biz ile yüz yüze getiren gerçeklerin üstüne gidelim. Hem kendimize hem çevremize karşı samimi olalım.

0 Comments:

Yorum Gönder

<< Home