6/20/2007

Yıllarca Doğruyu Aradı!

6/12/2007

heavan scent

5/16/2007

Herşey Sende Gizli


Yerin seni çektiği kadar ağırsın
Kanatların çırpındığı kadar hafif..
Kalbinin attığı kadar canlısın
Gözlerinin uzağı gördüğü kadar genç...
Sevdiklerin kadar iyisin
Nefret ettiklerin kadar kötü..
Ne renk olursa olsun kaşın gözün
Karşındakinin gördüğüdür rengin..
Yaşadıklarını kar sayma:
Yaşadığın kadar yakınsın sonuna;

Ne kadar yaşarsan yaşa,
Sevdiğin kadardır ömrün..
Gülebildiğin kadar mutlusun
Üzülme bil ki ağladığın kadar güleceksin
Sakın bitti sanma her şeyi,

Sevdiğin kadar sevileceksin.
Güneşin doğuşundadır doğanın sana verdiği değer
Ve karşındakine değer verdiğin kadar insansın
Bir gün yalan söyleyeceksen eğer
Bırak karşındaki sana güvendiği kadar inansın.
Ay ışığındadır sevgiliye duyulan hasret
Ve sevgiline hasret kaldığın kadar ona yakınsın
Unutma yagmurun yağdığı kadar ıslaksın
Güneşin seni ısıttığı kadar sıcak.
Kendini yalnız hissetiğin kadar yalnızsın
Ve güçlü hissettiğin kadar güçlü.
Kendini güzel hissettiğin kadar güzelsin..

İşte budur hayat!
İşte budur yaşamak bunu hatırladığın kadar yaşarsın
Bunu unuttuğunda aldığın her nefes kadar üşürsün
Ve karşındakini unuttuğun kadar çabuk unutulursun
Çiçek sulandığı kadar güzeldir
Kuşlar ötebildiği kadar sevimli
Bebek ağladığı kadar bebektir
Ve herşeyi öğrendiğin kadar bilirsin bunu da öğren,
Sevdiğin kadar sevilirsin...

CAN YÜCEL

2/07/2007

görünmezden doğmak


Şimdiye kadar bildiğimiz. Sonuçlardan yola çıkarak durumu açıklayabildiğimizdir. Örnek vermemiz gerekirse kurşunun bizimle temasıyla yaralanırız. Yaralandım deriz. Kurşun tenimizle temasa geçtiği an yaralanma sürecimizde başlamıştır. Önce kurşun değer ve böylece yaralanmış oluruz. Yaralanma olaylarını bu yollarla açıklamalarda buluna biliriz. Şutu çekeriz top kale çizgisini geçer ve gol atmış oluruz. Çok para kazanırız ve zengin olduk diyebiliriz. Ya öğle değilse yani biz kurşun değmeden yaralanıyorsak, daha zengin olmadan zengin olduğumuzu bilmemiz bize zenginlik getiriyorsa, gol olduğunu şutun çekilmesinden önce biliyorsak (maçları dikkatli seyredenler bunun ne demek olduğunu bilir). Yani görünenler görünmeyenden doğuyorsa. İlk okunduğunda kabullenilemese de biraz gözlemle gerçekten her şeyin görünmeyenden doğduğunu görüyoruz. Önce yaralanıyoruz. Sonra kurşun değiyor. Biz zenginliği düşünüyoruz, zenginliği hayal ediyoruz. Zenginlik geliyor. Olumlu veya olumsuz neyi hayal etmişsek içinde bulunacağımız durumun sebebidir. Önce hayal ederiz o hayal bizim yolumuzu çizer. Hayalimize ulaşmamız için gerekenleri o yolun içinde yaparız. Tek kural vardır. Yolumuzdan sapmamamız gerektiği. Hayallerimize ulaşmamız yolunda her zaman gerçek görünmeyenden doğacaktır. Hayal edin gerçek olsun.

1/10/2007

Haftanın Kitabı


Haç kitabımızın adı. Yazarımız Poulo Coelho. Can yayınevinin kitabı. 216 sayfa.İçinde hayatımızın akışını kolaylaştırmak için egzersizlerin bulunduğu bir kitap Haç. Kitabı okudukdan sonra damağınızda güzel bir tat bırakacak. Yazarın kendi deneyimlerinden yola çıkarak yazdığı kitabında, bulacağınız anafikirin sizi gerçekten sallıyacağını tahmin ediyorum. Tadını çıkartmanız dileğiyle.

12/26/2006

Mutsuzluğun resmi


İçimizde bir insan daha vardır. Bu ikinci benliğimiz kendine göre fırsatları kollar. Görünmeyen bu benliğimiz fırsatlar oluştuğunda sosyal olarak onaylanmayacak bir durum olsa bile, kendine göre bahaneler üreterek oluşan tepkileri karşılamaya çalışır. Toplumsa bu bahaneleri dinler ve kişinin daha önceki var oluşunu gözden geçirerek tepki verir. Kimi zaman bu tepkiler çok sert kimi zaman da yumuşak olur. Bunun sebebi tamamen olayın içeriği ve kimin ne niyetle eylemde bulunduğuyla alakalıdır. Bazı kişilerde de zaman içinde ikinci benlik kişinin öz benliğinin önüne geçer. Kişi artık tamamen fırsatçı olmuştur. Daha önce yaşadıklarının bir anlamı yoktur. Duygularını kaybetmiştir. Bir fırsatçıdır artık. Muhakeme gücüde yok olmuştur. Sadece istekleri vardır artık. İsteklerini sağlayacak kişilerin konumları, sosyal çevrede nasıl bilindikleri, kişinin o kişi ile beraberliğinden alacağı zarar, önemli değildir. Kişi telaş içindedir. Bir an önce ikinci benliğinin isteklerine ulaşması gerekiyordur. Bütün bu oluşum kişinin sosyal çevresi tarafından izlenilmektedir. Bu sürecin içinde kişinin statüsünde yavaş yavaş düşüş gösterecektir. Klasik soru buralarda artık zihni kurcalamaya başlamıştır. Ben nerede hata yaptım?

12/25/2006

İhtiyaç yaratmak.


İhtiyaç yaratmak. Hayatta iki yolumuz vardır. Ya olan ihtiyaçları karşılarız ve bir farklılık gösteremeyiz. Ya da iyi gözlemci olup kişleri ve toplumu, hatta ülkenin genel gidişatını, yapabiliyorsak, dünyanın gelişimini inceleyip, genel trendleri görüp kişilererin ileride nelere ihtiyaçları olabileceklerini anlarız. Bu eğilimleri anlamak bize büyük bir sorumluluk yükler. Bizim için zaman artık daha hızlı geçiyordur. Sorumluluklarımız vardır artık. İnsanları nelere veya neye ihtiyaçları olacağına dair bilgilendirmektir görevimiz. Böylece insanlar için zamanı öne çekmiş oluruz ve onlar bizim sayemizde ileride yaşayacaklarını şimdiden yaşayabilirler. Tabii algıları açıksa. Bunu yaparak kendimiz içinde bir ihtiyaç yaratmış oluruz. Bunu minimize edersek çevremizle olan ilişkilerimizde de bunu uygulayabiliriz. Hayatta üstlendiğimiz rolümüz içinde kendimiz için ihtiyaç yaratmalıyız. Varlık sebebimiz olmalı. Bunun için de önce kendimizi iyi tanımalıyız.